Gözde kan pıhtılaşması neden oluşur ve nasıl tedavi edilir?

Retinal ven tıkanıklığı olarak bilinen bu durum, gözün sinir tabakasındaki damarların bloke olmasıyla ortaya çıkar. Damar tıkanıklığına bağlı gelişen sıvı sızıntısı ve kanamalar, görme fonksiyonlarında ani kayıplara yol açabilen ciddi bir göz problemidir. Risk faktörleri, belirtiler ve modern tedavi seçenekleri hakkında detaylı bilgiler aşağıda sunulmuştur.

20 Kasım 2025

Gözde Kan Pıhtılaşması (Retinal Ven Tıkanıklığı) Nedir?


Gözde kan pıhtılaşması, tıbbi adıyla retinal ven tıkanıklığı, gözün retina tabakasındaki toplardamarlardan birinin veya dallarının tıkanması sonucu oluşan bir durumdur. Retina, gözün arka kısmında bulunan ve ışığı algılayarak görüntüyü beyne ileten sinir tabakasıdır. Damar tıkanıklığı nedeniyle retinanın beslenmesi bozulur, sıvı sızıntısı ve kanamalar meydana gelir, bu da görme kaybına yol açabilir. İki ana tipi vardır: santral retinal ven tıkanıklığı (retinanın ana toplardamarının tıkanması) ve dal retinal ven tıkanıklığı (daha küçük bir dalın tıkanması).

Gözde Kan Pıhtılaşmasının Nedenleri


Retinal ven tıkanıklığı genellikle altta yatan sistemik hastalıklar veya gözle ilgili faktörlerden kaynaklanır. Başlıca nedenler şunlardır:
  • Hipertansiyon (yüksek tansiyon): En yaygın risk faktörüdür; damar duvarlarında sertleşmeye ve daralmaya neden olarak tıkanıklığı tetikleyebilir.
  • Diyabet (şeker hastalığı): Kan damarlarında hasara yol açarak pıhtılaşma riskini artırır.
  • Glokom (göz tansiyonu): Göz içi basıncının yükselmesi, retinal damarlara baskı yaparak tıkanıklığa zemin hazırlar.
  • Ateroskleroz (damar sertliği): Damar duvarlarında yağ birikimi, kan akışını engelleyebilir.
  • Yaşlanma: Özellikle 50 yaş üstü bireylerde risk artar.
  • Kan pıhtılaşma bozuklukları: Kalıtsal veya edinsel koagülasyon sorunları pıhtı oluşumunu kolaylaştırır.
  • Sigara kullanımı: Damar sağlığını olumsuz etkiler ve inflamasyonu artırır.
  • Obezite ve yüksek kolesterol: Damar tıkanıklığı riskini yükseltir.
  • Göz travması veya inflamatuar hastalıklar: Nadiren de olsa, gözdeki enfeksiyon veya yaralanmalar tetikleyici olabilir.

Belirtileri Nelerdir?


Gözde kan pıhtılaşması ani başlangıçlı belirtilerle kendini gösterir. Bunlar arasında:
  • Ani veya kademeli görme kaybı: Genellikle tek gözde, bulanık veya azalmış görme şeklinde ortaya çıkar.
  • Görme alanında karanlık noktalar veya siyah lekeler: Kanama nedeniyle oluşabilir.
  • Çarpık veya dalgalı görme: Retinada sıvı birikmesine bağlı olarak gelişir.
  • Ağrısız seyir: Çoğu durumda ağrı olmaz, bu da hastaların geç fark etmesine neden olabilir.
Eğer bu belirtilerden herhangi biri varsa, derhal bir göz doktoruna başvurmak önemlidir, çünkü erken müdahale kalıcı hasarı önleyebilir.

Teşhis Yöntemleri

Tanı, kapsamlı bir göz muayenesi ile konulur. Kullanılan yöntemler:
  • Göz dibi muayenesi: Retinanın incelenmesiyle damar tıkanıklığı, kanama veya ödem tespit edilir.
  • Fluoresein anjiyografi: Damarların durumunu değerlendirmek için boya enjeksiyonu ile görüntüleme yapılır.
  • Optik koherens tomografi (OCT): Retina kalınlığını ve sıvı birikimini detaylı şekilde gösterir.
  • Kan testleri: Altta yatan hipertansiyon, diyabet veya pıhtılaşma bozukluklarını araştırmak için yapılır.

Gözde Kan Pıhtılaşmasının Tedavisi

Tedavi, tıkanıklığın tipine, şiddetine ve komplikasyonlara bağlı olarak değişir. Amaç, görme kaybını durdurmak, retinadaki hasarı azaltmak ve altta yatan nedenleri kontrol altına almaktır. Başlıca tedavi yöntemleri şunlardır:
  • Altta Yatan Hastalıkların Kontrolü: Hipertansiyon, diyabet veya kolesterol gibi sistemik sorunlar ilaçlarla ve yaşam tarzı değişiklikleriyle yönetilir. Bu, ilerlemeyi yavaşlatabilir.
  • Lazer Fotokoagülasyon: Retinada anormal damar oluşumunu veya sıvı sızıntısını azaltmak için kullanılır. Özellikle makula ödemi (sarı nokta şişmesi) varsa uygulanır.
  • İntravitreal Enjeksiyonlar: Göz içine anti-VEGF ilaçları (örneğin, bevacizumab, ranibizumab) veya kortikosteroidler enjekte edilerek makula ödemini ve yeni damar oluşumunu engeller. Bu, görmede iyileşme sağlayabilir ve sık tekrarlanabilir.
  • Göz İçi Basıncının Düşürülmesi: Glokom varlığında, göz tansiyonunu kontrol eden ilaçlar kullanılır.
  • Cerrahî Müdahaleler: Nadiren, vitrektomi ameliyatı ile göz içindeki kanama veya skar dokusu temizlenebilir.
Tedavi sonrası düzenli takip önemlidir, çünkü tekrarlama riski vardır. Ayrıca, hastaların sigarayı bırakması, sağlıklı beslenmesi ve düzenli egzersiz yapması önerilir.

Önlemek İçin Ne Yapılabilir?

Gözde kan pıhtılaşmasını önlemek için:
  • Düzenli göz muayenesi yaptırın, özellikle risk faktörleriniz varsa.
  • Hipertansiyon, diyabet ve kolesterolü kontrol altında tutun.
  • Sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyin: Dengeli beslenin, sigara ve alkolden kaçının.
  • Göz sağlığını koruyucu önlemler alın: Örneğin, glokom taraması yaptırın.
Sonuç olarak, gözde kan pıhtılaşması ciddi bir durum olup, erken teşhis ve tedavi ile görme kaybı önlenebilir. Belirtiler fark edildiğinde vakit kaybetmeden uzmana başvurmak hayati önem taşır.

Yeni Soru Sor / Yorum Yap
şifre
Sizden Gelen Sorular / Yorumlar
Çok Okunanlar
Editörün Seçtiği
Haber Bülteni
Popüler İçerik
Miyop Testi Nedir ve Nasıl Yapılır?
Miyop Testi Nedir ve Nasıl Yapılır?
Lazerle Miyop Tedavisi
Lazerle Miyop Tedavisi
Miyop Ne Demektir
Miyop Ne Demektir
Miyop Göz Ameliyatı Riskleri ve Sonrası
Miyop Göz Ameliyatı Riskleri ve Sonrası
Yüksek Miyop Belirtileri ve Tedavisi
Yüksek Miyop Belirtileri ve Tedavisi
;